Takriben bir yıldır yoğunlaşarak Devrimci Gençlik Dernekleri üyesi çeşitli arkadaşlarımıza yönelik polisler tarafından baskı, tehdit ve ajanlaştırma faaliyeti yürütülmektedir.
Son olarak geçtiğimiz ay içerisinde Ankara’da iki, İstanbul’da iki arkadaşımız polis tarafından aranmak veya yollarının kesilmesi suretiyle bahse konu uygulamaya muhatap olmuştur.
Geçtiğimiz sene boyunca tekrar tekrar polisin taciz, tehdit ve ajanlaştırma baskılarına karşı çeşitli açıklamalarda bulunarak bu ve benzeri uygulamaların derneğimizin özgürlük, demokrasi, bağımsızlık mücadelesini sekteye uğratamayacağını ifade etmiştik. Yaşanan son hadiseler uyarınca, polisin bu bayağı yöntemlerinin devrimci gençleri ve derneğimizi mücadeleden alıkoyamayacağını yineliyoruz.
Geçtiğimiz ay içerisinde yaşanan son hadiselerde, polis tarafından Ankara ve İstanbul’da dört arkadaşımıza, özetle; derneğimizin “terör” ile iltisaklı olduğu söylenerek kimi zaman tehdit mahiyeti taşıyan sözler kimi zaman ise işbirliği karşılığında çıkar elde edebilecekleri yönünde telkinlerde bulunulmuştur. Bayağı yöntemleri tutmayan polis, Ankara’daki bir yoldaşımızın ailesini ve kendisini alıkoyarak, derneğimizden ve çeşitli dernek üyesi arkadaşlarımızdan şikayetçi olmaya zorlamıştır. Herkesi kendisi gibi onuru satılık zanneden AKP’nin polislerinin bu girişimi de başarısız olmuştur. Polis, derneğimize yönelik bir komplo hazırlığında ise bundan derhal vazgeçmelidir. Devrimci Gençlik Dernekleri bu ülkenin aydınlık geleceğidir, kimse bize baskıyla, tehditle, komplo ile diz çöktüremez.
Öncelikle, eğer mesele yasalar ise belirtmek isteriz ki, yasalara uymayan, kendi yasalarını dahi çiğneyen dolayısıyla yasa, hukuk tanımayan AKP ve onun polisleridir. Bu çete uygulamalarının herhangi bir yasal, meşru bir zemini ve dayanağı yoktur. Öte yandan bağımsızlık, demokrasi ve özgürlük istemek hiçbir zeminde suç değildir. Devrimcilik de derneğimize üye olmak da suç değil bilakis meşru bir görevdir. Dahası gençler için, içinde bulunduğumuz koşullar altında devrimci mücadeleye katılmak, örgütlü mücadele etmek bir görevdir, onurdur.
Mücadelemiz aynı zamanda onurun, erdemin pespayeliğe karşı mücadelesidir. Bu açıdan hiçbir arkadaşımız, ne baskı ve tehdide ne de sözde çıkar ilişkilerine değer verecektir.
Bu uygulama ile bize ve mücadelemize zarar vereceği akılsızlığına kapılan AKP’nin polislerine sesleniyoruz: Bizi kendinizle karıştırmayın; can ve kan bedeliyle yaşadığımız coğrafyanın tarihinde baş eğmemenin destanını yazan Mahir’lerden öğrendiğimiz şey, onurumuzun her şeyden önce geldiğidir. Pespaye tehditlere de çıkar ilişkilerinize de pabuç bırakmayız. Tarihimizden aldığımız güçle bu yozlaşmış düzeninizi alaşağı etmek için mücadeleyi ve tabii korkunuzu büyüteceğiz.