2019 yılında gerçekleşen 31 Mart Mahalli İdare Seçimleri ve tekrar edilen İstanbul yerel seçimi, üç büyük il başta olmak üzere büyükşehirlerde çoğunluğu kaybeden AKP’nin sandıkta açık yenilgisi ile sonuçlandı.
Bahse konu tarihlerde yaptığımız değerlendirmeler ile bu sonucun ortaya çıkmasında genç öfkenin etkili olduğunu ifade etmiştik. Gerçekleştirdiğimiz forumlar ile belirlediğimiz “Sandık yetmez, faşizmi sokakta yıkalım” sözü ile bir kampanya süreci örgütlemiştik.
Türkiye’de bir süredir iktidar bloğu ile düzen içi muhalefet bloğunun farklı tandanslarla da olsa seçim tartışmalarını ısıttığını görmekteyiz. Belirsiz bir seçim siyasetinin yakıcı sorunlarımıza karşı geliştirmeye çalıştığımız mücadele dahil olmak üzere siyasal mücadelemizi esir almasına izin veremeyiz. Devrimci sorumluluğumuz gereği, sahte umutlara karşı kurtuluşun yegane yolu olan devrimci mücadeleyi belirgin kılmak için çeşitli vurguları yapmamız gerektiği kanaatindeyiz.
Bu bağlamda:
1] Bizim görevimiz, sandıktan başka çare göremeyen veya belirsiz bir “geçecek” rüzgarına ikna edilerek ehlileştirilmeye çalışılan, umutlarını sandık üzerindeki sonuçlara göre inşa etmesi beklenen gençlik kesimlerini, sandıktan ötesine örgütlemektir. Ufku sandıklardan ve burjuva fenomenlerin kurtarıcı rollerini edilgen bir takip etme biçiminden çıkarıp devrime genişletebilmektir.
2] Öncü, uzlaşmaz, militan, örgütlü, kurucu, devrimci bir gençlik hareketi yaratabilmenin ilk adımlarının temel koşulu, düzen- içi muhalefete ve popülist söylemlere hapsolmadan; üstten yürüyen burjuva siyasete yedeklenen değil gençliğin kendi kurucu siyasetini üretebildiği bağımsız bir devrimci hat geliştirebilmektir.
3] 2019 yılında yaptığımız değerlendirmeler ve örgütlediğimiz kampanya ile “Barikatı İmamoğlu’na seçim çağrısı yapmaktan daha ötesine kurmamız gerektiğinin bilincinde” hareket ettik, bugün yine faşizmi yıkmanın sokaktan geçtiğini unutmadan hareket ederek seçimle sınırlandırılamayacak bir mücadeleyi inşa etme görevimiz sürmektedir.
4] Aksi, son tahlilde, mevcut tablodan rahatsız genç kesimi alternatifsiz, çaresiz bırakmaktır. Alternatifsiz de çaresiz de değiliz, gençliğin kendi gücü ve örgütlü mücadelesi ile aşamayacağı engel yoktur. Bir umudumuz varsa o da kendi örgütlü gücümüzdedir.
Biz yıkmadıkça yıkılmaycak, biz göndermedikçe “geçmeyecek”tir.
Hellalşemenin değil hesap sormanın tarafındayız.
Faşizme karşı zaferi ancak kendimizden bekleriz.