Bugün Türkiye’de yakıcı derecede hissedilen ekonomik sıkıntıların; yoksulluğun, işsizliğin, hayat pahalılığının ve eşitsizliklerin temelinde sömürü düzeni vardır.
Bu sömürü düzeninin adı emperyalizmdir!
Emperyalizm emekçilerin bir avuç tekel tarafından sömürülmesi ve yeryüzünün yağmalanıp tüketilmesidir. Emperyalizm işgaldir, katliamdır, baskı ve zorbalıktır. Emperyalizm ırkçılık ve gericiliktir, savaş çığırtkanlığıdır. Geleceksizlik ve yoksulluktur.
Emperyalizm düşmanımızdır!
Ülkemiz ise İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından kademeli olarak ABD emperyalizminin yeni sömürgesi durumuna gelmeye başlamış ve işbirlikçi iktidarlar eliyle bu sömürgeleşme süreci boyutlanmıştır. AKP iktidarı bu çarkı bugün sürdüren unsurdur. AKP, iktidara geldiği günden bu yana her zaman emperyalistlerin çıkarları için çalışmış, Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren ve dünya halklarına savaş, açlık, sefalet ve zorunlu göçler götüren bu düzene taşeronluk yapmıştır.
Emperyalizmin Ortadoğu’daki ölüm makinesi İsrail ise, on yıllardır Filistin’de kan dökmekte, katliamlar yapmaktadır. İsrail, ABD’nin bölgedeki çıkarları temelinde her türlü saldırı için donatılmış bir işgal devletidir. Kendini, yarattığı düşmanlar üzerinden tanımlamakta ve dünya halklarını bu algı üzerinden yönlendirmektedir. Yani İsrail’in saldırmak için gerekçeye ihtiyacı yoktur. Çünkü katliam, şiddet ve işgal varlık sebebidir.
Geçtiğimiz yaz aylarından bu yana AKP iktidarı, İsrail’in Ortadoğu’da attığı sözde “normalleşmeye”, özünde emperyalizmin Ortadoğu politikalarının bekçiliğine yönelik adımlarına büyük bir heves ile katılma gayreti göstermektedir. Geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamalar ile bu heveslerin somut adımlara dönüştüğü görülmüştür. Türkiye’den üst düzey bürokratlar İsrail ile karşılıklı bir süreç yürüterek, İsrail’in “normalleşme” diye tabir ettiği siyonist programa katılmanın somut adımlarını atmıştır. Şimdi bu süreci işgalci İsrail Cumhurbaşkanı Yitzhak Herzog’un Türkiye’ye gelerek Erdoğan ile görüşmesi ile yeni bir aşamaya geçirmek istiyorlar. İşgalci İsrail’den yapılan açıklamalara göre Herzog’un Türkiye’de “krallar gibi karşılanması” bekleniyor.

Şaşırmadık çünkü AKP siyonizmin en iyi dostudur!
Emperyalizmin özel yetkili partisi olan AKP iktidara geldiğinden beri Türkiye’nin İsrail ile olan ilişkilerini geliştirmiş; dinci söylemlerle Filistin direnişinin yanında olduğunu söylemesine rağmen siyasi, askeri, ekonomik, kültürel ve akademik alanda siyonizm ile işbirliğini derinleştirmiştir. Çünkü gerçekte bu, bir din veya mezhep meselesi değil, emperyalizm ile ezilen halklar arasındaki meseledir. Bundan dolayı ABD ve İsrail’le aynı çıkar zemininde bulunan AKP’den Filistin’e dost olmayacağı bilinmelidir. İsrail de AKP de, emperyalizmin Ortadoğu’daki yüzüdür. Biri diğerinden ayrı değildir. Bu bağlamda AKP’nin geçmişte İsrail’e karşı dile getirdiği tepkilerin tamamı iç politika malzemesi olarak okunmalıdır. Çünkü yapılan işbirliği söylemlerdeki hamasete rağmen bitmemiş, aksine daha da derinleştirmiştir.
Yani dünya halklarının katili emperyalistler ve onun coğrafyamıza izdüşümü İsrail ile işbirliği yapanlar “krallar gibi” bir karşılamaya hazırlanabilir. Ancak bu topraklar katillerin dikensiz gül bahçesi değildir. Tarihten bugüne kadar gelen; emperyalizme ve siyonizme karşı çıkan, baş eğmeyen bir gençlik var; biz varız ve işgalci İsrail’in temsilcilerini hak ettikleri gibi karşılamak için var gücümüzle mücadele edeceğiz.
Her şeyden önce, işbirlikçilerin sahte tepkilerinin aksine ezilenlerin yararına olacak somut adımlar için harekete geçiyoruz!
Gazze ablukasının kaldırılmasını, İsrail işgalinin ve ırkçı politikalarının durdurulmasını, Filistinli mültecilerin yurtlarına güvenli şekilde geri dönmesini, işgal edilmiş tüm Filistin topraklarının özgürleşmesini, Filistinlilere uygulanan ayrımcı-ırkçı-siyonist işgal rejiminin yıkılmasını istiyoruz!
Filistin halkının kendi kaderini tayini için İsrail ile tüm askeri, ticari, diplomatik, akademik, kültürel ilişkilere son verilmesini istiyoruz!
Biz AKP ve İsrail arasındaki kirli anlaşmalarda yokuz, olmayacağız ve bu ülkenin geleceğinde katliamlarla sonuçlanan kirli anlaşmaların olmaması için de sorumluluk alıyoruz!
Tarihimizden aldığımız güçle geleceğe yürürken söz veriyoruz: Devrimci Gençlik Dernekleri bu ülkenin gençliğini işgal askeri ve ucuz işgücü olarak görmek isteyen, doğal kaynaklarımızı ve emeğimizi sömüren, dünyaya ve ülkemize ölüm saçan, dünya halklarının baş düşmanı olan emperyalizme ve siyonizme karşı mücadeleyi her yerde yükseltecek!