ABD’nin savaş gemilerinin boğazlardan geçerek Karadeniz’e çıkmasına karşı dün Dolmabahçe’de gerçekleştirdiğimiz eylem hakkında Sendika.org’da yayınlanan haber içeriğinde yer alan eleştirilere dair açıklamamız:
Emperyalizmin “içsel bir olgu” olması, Türkiye’nin yeni sömürge bir ülke olması, ülkedeki siyasal rejimi ve baş çelişkiyi anlamak için temel hareket noktasıdır. Bu temel hareket noktasının somut anlamı ise şudur: Bu ülkede gerçek karar alıcı ABD emperyalizmidir. Mesele kurtuluş kavgasıysa bu tespitler havada durmamalı, siyasal pratik içinde somut sonuçlar doğurmalıdır. Yani gemilerin geçişi Türkiye ve ABD hükümetleri arasındaki eşit bir müzakere veya iki müttefikin kararından kaynaklanmamıştır. Geçiş, sömürgeci ile yerli iş birlikçisi arasındaki ilişkinin gereğidir. ABD dışarıdan kendini dayatan güç değildir. ABD emperyalizmi bir dış politika meselesi, ABD dışsal bir güç değildir. AKP karşımızda emperyalizmin özel yetkili partisi olarak bulunmaktadır. Emperyalizme karşı bağımsızlık ile faşizme karşı demokrasi hedefleri için aynı düşmanla mücadele ettiğimiz bilinmelidir. Yeni sömürge ve sömürge tipi faşizm olgusu, emperyalizme bağımlılık ve emperyalist tekeller ile oligarşi arasındaki bütünleşme hali bırakalım geçmişte kalmayı AKP ile beraber güncellenip tahkim edilmiştir. Emperyalist sistemde ABD hala hegemonik güçtür ve saldırgan politikalarına hız vermiş durumdadır. Ukrayna sürecinde de yaşanan budur.
ABD, geçmiş dönemde Ukrayna’da faşistlerin iktidara gelmesini sağlamış; emekçilere, toplumsal muhalefete ve azınlıklara yönelik saldırıların önünü açmıştır. Rusya’yı kuşatma adına Ukrayna, ABD ve Türkiye bölgede ortak bir askeri hareketlilik içinde bulunmaktadır. Rusya’nın emperyalist bir güç olması onu hegemonik emperyalist güçle eşitlemez. Emekçilerin küresel ölçekte çok düşmanı vardır ancak içeride güç sahibi, dışarıda saldırgan bir ABD hegemonyası söz konusuysa bizim hedefe koymamız gereken düşman ABD’dir. “Kalıp düşünce” bütün bu gerçekliği ıskalayıp “Ne Sam ne Saddam” sloganını hatırlatan duruşta aranmalıdır. Marksizmle ilişkili herkes emperyalizmin bir dünya sistemi olduğunun bilincindedir ancak devrimcilik diğer taraftan da hedefi doğru seçme yeteneğidir. İçinde bulunulan yer ve zamandaki egemen güce karşı seferber olunması siyasal pratiğin temelidir. Bilinmelidir ki politik doğruculuk politik yanlışlara, siyasetin etikle ikame edilmesi siyasetsizliğe götürür.
Eylemde okunacak basın açıklaması metnine dair eleştirilerin, metin üzerinde mutabık kalındıktan sonra eyleme kısa bir zaman kala dile getirilmesi, yapılan eleştiri üzerine tartışmaya zaman kalmaması ile sonuçlanmıştır.
Temennimiz, devrimci dayanışma zemininde gerçekleşen ortak eylemliliklerin bundan sonraki süreçlerde hepimizin ortak çabası ile daha sağlıklı ve güçlü örgütlenmesidir. Dayanışmayla!
Emperyalizme karşı gençlik var: ABD Karadeniz’den defol!