İlk kez, 2019’un Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde görülen koronavirüs, Antartika hariç tüm kıtalarda, 120’den fazla ülkede, 500.000’den fazla vakaya ulaştı. Daha önce yaptığımız açıklamada da değindiğimiz üzere kapitalizmin 2008’den bu yana devam eden krizinin derinleşmesine sebep olan ve mevcut piyasacı sağlık sisteminin yetersizliğini gözler önüne seren koronavirüs pandemisine dair Türkiye’de ilk resmi vaka açıklaması Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından 11 Mart’ta yapıldı. İlk vakanın açıklanmasından bu yana işletilen sürecin şeffaflıktan ne kadar uzak olduğu her gün yeniden teşhir olurken, açıkladığı milyar dolarlık paketlerle sermayenin acil sorunlarını çözme derdine düşen AKP, söz konusu halk sağlığı olunca “ellerinizi yıkayın” demekten başka bir çözüm üretmedi.
Sürecin “daha büyük fırsatlara yol açacağını” söyleyen AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bahsettiği fırsatların ise daha fazla rant ve talan olduğu, Kanal İstanbul Projesi için verilen ihale ve Kuzey Marmara Otoyolu için ihale ilanının yayımlanması ile yeniden gözler önüne serildi.
Bu süreçte krizi fırsata çeviren pek çok iş yeri çalışanlarını zorla ücretsiz izne çıkarırken, zorunlu iş kollarında çalışanların sağlığı için gerekli önlemler alınmıyor, zorunlu olmayan iş kollarında ise geçimini sağlamak için işe gitmek durumunda olan pek çok yurttaş her gün sağlığını tehlikeye atan şartlar altında çalışmaya zorlanıyor. Sağlık Bakanı ise “herkes kendi OHAL’ini ilan etsin” diyerek adeta halkın aklıyla dalga geçiyor.
Yaşanan krizden en çok etkilenen kesimlerden biri ise öğrenciler. Okulların tatil edilmesinin ardından memleketine dönen pek çok öğrenci kalmadığı yurtlara para vermek zorunda kalıyor. Evde geçirmek zorunda kalınan bu süreçte fatura giderleri artarken KYK kredi ve burslarının yetersizliği sebebiyle geçimini çalışarak sağlamak zorunda kalan pek çok öğrenci ise çalışamadığı için kira ve faturalarını ödeyemez hale geliyor. Öğrenciler karantina alanı olarak kullanılan KYK yurtlarından gece yarısı apar topar atılıyor. Vakıf üniversitesi öğrencileri tatil edilen okula para ödemekle yükümlü tutuluyor. Elektrik, bilgisayar, internet gibi teknik imkanlara erişim sorgulanmadan hayata geçirilen uzaktan eğitimle öğrencilerin eğitim hakkı ellerinden alınıyor. Öğrenciler karşı karşıya kaldıkları geçim sıkıntıları nedeniyle gıdadan hijyen malzemelerine kadar pek çok temel yaşamsal ihtiyacını karşılayamıyor.
Halk yoksulluktan kırılırken sermayeyi kurtarmanın derdine düşenlerle, halk sağlığı yerine rant ve talana bütçe ayıranlarla aynı gemide değiliz. Tüm bu haksızlıkların ve eşitsizliklerin sona ermesi için örgütlü bir mücadele yürütmenin gerekliliğini yineliyoruz.
Yaşanabilir bir hayat için taleplerimizi hep birlikte yükseltelim:
1- Koronavirüs salgını süresince ihtiyacı olan öğrencilere karşılıksız burs verilsin. KYK bursu, 7/24 evde geçirilen vakit boyunca artacak ev ihtiyaçlarının fazlalığı ve pahalılığı dikkate alınarak geri ödemesiz şekilde en az iki katına çıkarılsın.
2- Koronavirüs salgın tedbirleri nedeniyle evlerinde kalan öğrencilerin eksiklikleri tespit edilerek, öğrenci evlerine gerekli temel gıda/hijen ürünü temini yapılsın.
3- Tüm bu süreç boyunca karantina vb. hiçbir sebeple yurtlarda kalan öğrencilerin barınma hakları ellerinden alınmasın. Devlet ve özel tüm yurtlar ücretsiz hale getirilsin. Tüm öğrenci yurtlarında hijen denetimi yapılsın.
4- Yurtlarında kalmayarak ailelerinin yanına dönen öğrencilerin ve vakıf üniversitesi öğrencilerinin bahar dönemi ücretleri iade edilsin.
5- Öğrenci evlerinden kira alınmasın, elektirik, doğalgaz, su borçları silinsin. Tedbir dönemi boyunca bu temel kaynakların hiçbir koşulda kesilmeyeceğinin teminatı verilsin.
6- Kirasını ödeyemeyen öğrenciler için kira yardımı yapılsın, bu süreç boyunca kira ödememek “haklı tahliye gerekçesi” sayılmasın.
7- Söz konusu olan ‘uzaktan eğitim’e dair özellikle uygulamalı derslerin yoğunlukta olduğu bölümlere veya bilgiyasara/İnternete erişimi olmayan öğrencilere dair ortaya çıkacak muhtemel eşitsizlik durumunun nasıl giderileceğine dair ayrıntılı planlar açıklansın.
8- Alınan tatil kararına rağmen verilen angarya işlerle hala çalışmaya devam eden tüm akademik personele ve üniversitede çalışan tüm işçilere ücretli izin verilsin, çalışması zorunlu olan personeller için tüm tedbirler alınsın.
Devrimci Gençlik Dernekleri
Mart 2020