Hak talep etme yöntemlerinin tümünü, mücadelenin her biçimini kriminalize ederek saldırı gerekçesi yapan AKP iktidarı, toplumsal muhalefeti etkisizleştirmek için her yola başvuruyor. Önüne bu haramilik düzenini yıkmayı koyan devrimciler toplumdan ve halkın yaşadığı her noktadan soyutlanmaya çalışılıyor.
Bugün tam olarak teslim alma ve ehlileştirme operasyonu söz konusu. İktidar “Nerede ne yapacağınıza ben karar veririm, hak talep edilmez, alınmaz da, olsa olsa ben veririm” diyerek, halkı soldan yalıtma, muhalefeti tasfiye etme arayışına girmiş durumda.
Geçtiğimiz 1 Mayıs’tan bu yana OHAL kararnameleri, tutuklamalar, gözaltıla, operasyonlar, iş cinayetleri, kadın cinayetleri ve faşist saldırılarla dolu bir yıl geçirdik. Bu yıl içinde seçim yasası Erdoğan’ın kazanmasını garantilemek için hileye açık bir biçimde değiştirildi ve erken seçim kararı alınarak bir oldu bittiyle Erdoğan başkan ilan edilmeye çalışılıyor.
Tüm bu olumsuz gidişe rağmen bizler umutsuz değiliz. Halkımıza ve kendimize -devrimcilere güveniyoruz.
Çünkü baskı ve zulmün olduğu her yerde mutlaka direnenler de olacaktır. İnsanların katledildiği, emekçilere kölelik koşullarının dayatıldığı , ülke topraklarının cihatçılara üs yapıldığı, örgütlenme hakkının yok sayıldığı koşullarda direnmek bir hak olmaktan öte, insani bir sorumluluktur.
İşçi sınıfının ve devrimcilerin mücadele deneyimleri, bazı özel günlere adını vermiştir. Ödenen ağır bedeller ve yaratılan değerler emekçiler için yeni mevzileri kazanma sebebi olmuş ve böylesi özel günler de özel çabaları gerekli kılmıştır.
Taksim’e özgürlük, memlekete özgürlük!
Saray rejiminin saldırılarını boşa çıkarmak için bastığımız her yeri, tüm mevzilerimizi, tek bir adım geri düşmeden savunmak zorundayız. Vaktinde Rosa Luksemburg “Hareket etmeyen zincirlerini fark edemez” demişti. Bugün de zincirlerimizi fark edemeyeceğimiz bir hareketsizlik hali toplumsal tutsaklığı büyütür, kalıcılaştırır. Bu nedenle biz, 1 Mayıs’ta kolaya kaçmayacağız.
Toplumsal muhalafetin ve devrimcilerin kamusal alanlardan ve şehir merkezlerinden soyutlanmasını kabul edemeyiz. Biz halkın içinde ve halkın arasında var oldukça güçlüyüz ve halkın içinde içinde var oldukça daha iyi bir gelecek kurma iradesine sahibiz.
Bu sebeple ilan ediyoruz: Taksim yasağını tanımıyoruz!
Devrimci Gençlik Dernekleri olarak dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ta “bağımsız ve demokratik bir Türkiye” için Taksim’de olacak, taleplerimizi haykıracağız!
1 Mayıs, zulme, zorbalığa, haramilerin saltanatına “dur” deme günüdür!
Tün gençliği 1 Mayıs’ta Taksim’e, Devrimci Gençlik Dernekleri saflarına çağırıyoruz!
İSTANBUL DEVRİMCİ GENÇLİK DERNEKLERİ